Tarihin her döneminde karşılaşılan insan hareketliliği olgusu kimi zaman gönüllü bir biçimde gerçekleşirken kimi zaman da zorunlu bir biçimde gerçekleşmektedir. Elinizdeki bu kitapta 1990 yılından günümüze insan hareketliliğinin zorunlu bir biçimde gerçekleştiği savaş çatışma ve doğal afet kaynaklı uluslararası krizlere odaklanılmaktadır. Bu doğrultuda hayatta kalabilmek için evlerini terk etmekten başka seçenekleri olmayan insanların yolculukları boyunca yaşadıkları tüm olumsuzluklar gözler önüne serilmeye çalışılmaktadır. Mağdurun mağduriyetinden yararlanma hali "araçsallaştırma" kavramı ile ifade edilmekte ve araçsallaştırma insan hakları ihlali olarak nitelendirilmektedir.
Kitabın temel sorusu mültecilerin/sığınmacıların devlet veya devlet-dışı aktörlerin çıkarları doğrultusunda hangi alanlarda neden ve nasıl kullanıldığıdır. İnsan hayatı söz konusu olduğunda "biz"den olmayana karşı sergilenen tutumun nelere yol açtığı yardım göndermek gibi insani davranışların kriz bölgelerinde nelere hizmet ettiği sınır bölgelerinde insan hayatı üzerinden yürütülen pazarlıkların neler olduğu gibi sorulara da cevap aranmaktadır. En nihayetinde kitabın amacı okuyucuya insan hareketliliğinin yönetimi noktasında gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde atılan adımlara farklı bir açıdan bakma fırsatı sunmaktır.