"İnsanlığın hayatta kalabilmesi için farklı bir dünya tahayyül eden eşsiz bir feminist masal." Michael Swanwick
Hugo En İyi Novella Ödülü / Nebula En İyi Novella Ödülü
Alice B. Sheldon 1967 yılında James Tiptree Jr. adıyla bilimkurgu yazmaya başladığında kimse onun bir kadın olduğunu bilmiyordu. Gerçek ortaya çıktığında ise insanlar ne şaşkınlıklarını gizleyebilmiş ne de yazarı takdir etmekten kendilerini alabilmişti. Ötekilikten cinsiyete gerçeğin yanıltıcılığından insanın evrendeki yerine kadar pek çok konudaki eseri arasında muhtemelen en önemlisi olan Houston Houston Duyuyor Musun?'da Tiptree feminist ütopyanın temel metinlerinden birine imza atıyor.
İnsanlık tarihinde Güneş'e gerçekleşen ilk sefer. Bu seferden başarıyla dönen Güneşkuşu ve üç kişilik mürettebatı. Beklenmedik şekilde uzayan bir rota. Telsizin diğer ucunda tüm iletişim girişimlerini yanıtsız bırakan Houston. Sinyallerini yakalayıp iletişime geçen başka bir uzay aracı.
Erkeklerden oluşan ve araçları hasar aldığı için tahmini bir rotayla Dünya'ya dönmeye çalışan astronotlar mürettebatı kadınlardan oluşan bir uzay gemisiyle derin uzayda karşılaştığında dehşet ve umut karışımı bir hisse kapılır.
Bu yabancı gemidekiler Güneşkuşu'nun yüzyıllar önce kaybolduğunu söyler. Belli ki karşılarında onları kandırmak isteyen başka astronotlar ya da uzaylılar vardır. Ama ya söyledikleri doğruysa ve geride bıraktıkları hayat artık tarih olduysa?
Birkaç yüzyılda Dünya ne kadar değişebilir? Değişime uyum sağlanabilir mi?
Houston Houston Duyuyor Musun? bakış açılarının kırılganlığına dair sert bir kanıt.
Robert Silverberg'ün önsözüyle