Postmodernizm; işçi sınıfını ve sınıf mücadelesini yok sayan işçi sınıfının politik örgütlenmesini hiçleştirmeyi hedef alan burjuva gerici bir akımdır.
Postmodernistleri idealist felsefenin günümüze uzanan mantıki sonucunu temsil ediyorlar. Onlar her hangi bir şeyin ötesi (post) değil uç noktaya vardırılmış idealizminin sürdürücüleridir. Bilimin nesnel gerçeğin toplumun toplumsal varlığın toplumsal çelişkilerin sınıf mücadelesinin reddi üzerine yükseliyorlar. Ve en önemlisi de insan iradesinin dönüştürücü gücünü yadsıyorlar; insana değişmesi mümkün olmayan koşullara boyun eğmeyi öğütlüyorlar.
Postmodernistler Lenin ve Stalin şahsında Sovyetler Birliği'ne sosyalizme karşı savaş açtı. Dünya halklarının gönlünde ve bilincinde yarattığı bütün enerjik çağrışımlar kültürel değerler karalama kampanyasının menziline sokuldu.
Postmodernistlerin iddiasının aksine Marksizim ilk andan itibaren kendisinden önce biriken bütün ilerici özü kapsayarak yeni bir dünya görüşü bilimsel sosyalizm olarak ortaya çıkmıştır. Burjuvazi ise aynı dönem bütün ilerici özünü yitirerek gerici olan ne varsa ona sarılmıştır.
Bu kitapta Postmodernistlerin piri Nietzsche'den Nazi profesör Heidegger'e Postmodernistlerin pek muteber kabul ettiği varoluşçu felsefenin mimarlarında Sartre'den Berkeley'e Jacgues Lacan'dan Fukuyama'ya Huntington'dan Brzezinsky'e dek burjuvazinin cephaneliğinde mevzilenmiş önde gelen Postmodernistlerle yapılan polemikleri Postmodernizmin eleştirisini bulacaksınız.