Birinci Dünya Savaşı öncesinde Merdi Mehmed Mamuret-ül- Aziz vilayetine bağlı Pütürge sancağındaki tarlasında bir küp bulur. Ancak küpten hazine yerine başka bir şey çıkar. Mehmed'in bulduğu şeyin dedelerinden kalma babadan oğula geçen bir padişah fermanı olduğu anlaşılır. Hamiline yazıldığı için elinde bulunduranı güç sahibi yapan etkili bir fermandır bu. Kötü niyetli kişilerin eline geçmemesi için gizlenmiştir.
Ancak hem bu fermanı emanet ettiği Ermeni ailenin aniden sırra kadem basması hem de padişah fermanının kaybolması Merdi Mehmed için sıra dışı bir yaşamın başlangıcı olur. Ermeni ailenin Amerika'ya gittiğini öğrenen Mehmed maceralı bir yolculukla Amerika'ya gider. Kaybolan padişah fermanının ve Ermeni ailenin izini sürerken yolu Ermeni komitacılarla ve mezhep yayılmacılığı peşinde olan ve Ermeni milliyetçiliğini kışkırtan Amerikalı Protestan Evanjelist misyonerlerle kesişir.
Yazarın dedesinin ve babaannesinin gerçek yaşam öyküsünden bazı kesitleri sürükleyici bir dille anlattığı kitap aynı zamanda Merdi Mehmed'in başından geçenlerin o dönemdeki bazı tarihi gerçeklere ışık tutması bakımından da ilgiyi hak etmektedir.