Toplumlar; farklı din kültür değer ve düşüncelere sahip bireylerin birlikteliğinden oluşmaktadır. Birlikte yaşama veya birlikte var olabilme; farklılıkları benimsemeyi kabullenmeyi farklı olan ile toplumsal yaşam içinde birlikte yaşamayı ve etkileşime girmeyi ifade etmektedir. Bir toplumun ahenkli ve sağlıklı bir biçimde varlığını sürdürebilmesi farklı inanç değer veya düşünceye sahip bireylerin barış içinde bir arada yaşamasına bağlıdır. Birlikte yaşama kültürü genel olarak tarihi tecrübelerden süzülüp gelen normlar etrafında gerçekleşir. Buna mukabil modern toplumda birlikte yaşama kültürü toplumu oluşturan bireylerin mevcut durumun gerektirdiği birlikte yaşama pratiğine ilişkin toplumsal kesimler arasında bir uzlaşı arayışına gönderme yapmaktadır. Dinî ya da kültürel anlam ve sembollerin meydana getirdiği normlar etrafında kenetlenme günümüz çok kültürlü toplumlarında birlikte yaşama kültürü için faydalı olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Çünkü farklı doğrulara sahip olmak gibi bir toplumsal gerçeklik söz konusudur. Toplumsal yapının sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ise farklı fikirlere ve doğrulara sahip sosyal veya dinî gruplara mensup olan insanların saygı temelinde davranmalarını gerektirmektedir. Bu kitapta dinlerin dışlandığı veya farklı dinî yorumların çatışmaya sebep olduğu bir dünyada din ile birlikte yaşamanın ve birlikte var olmanın imkanları ve güçlükleri tartışılmaktadır. Bir derleme niteliğinde olan kitap alanında yetkin bir grup akademisyenin birlikte yaşamanın dinsel siyasal ve kültürel kodlarını analiz etmek için kaleme aldıkları makalelerden oluşmaktadır.