Bugün vicdanlarımızın derinliklerinde en saygın yere oturtulan bir peygamber algısı ile karşı karşıyayız... Yüreklerde yaşayan Nebi'nin yaşam ilkeleri hayatımızda nedense yürürlüğe bir türlü girmiyor... O (sav)'nun prensipleri ile pratiğimiz arasındaki çatlaklık gün geçtikçe genişliyor... Çünkü O'nu uzlete ittik hayata inmiyor...
Üzülerek ifade etmek durumundayız; doğuştan birçok Müslüman Hz. Peygamberin hayata bakışından bihaber seküler dünyanın rotasında yol almaktadır... Peygamberle arasına giren popüler kültürü aşabilecek bilgi ve bilinçten yoksunlar... Bugün maalesef sanatta sanalda sporda siyasette sosyal hayatta sinemada İslam peygamberi yeterince yoktur... Olmadığı gibi 21. asırda adı anıldığında akla terör ve şiddet gelen bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız...
Allah Rasulü (sav)'ne yönelik bu sistematik çarpıtma yanıltma ve karartma operasyonlarına karşı peygamberliğin sahih tanımı ve çerçevesini doğru ortaya koymalıyız...
Allah Rasulü (sav)'nü referans alanların bile kendi aralarındaki çelişkili bakış açıları ümmetin en derin açmazlarından biridir bugün...
Müslümanların nübüvvet sünnet siret algısının küresel dünya politikalarına etki edecek düzeyde olduğunu söyleyebiliyor muyuz?
Altını çizmemiz gereken gerçek şudur; özel hayatını düşünce dünyasını kültürel havzasını devlet politikasını nebevi kriterler üzerine tesis etmeyen kim olursa olsun Hz. Muhammed'e uzak düşmüştür...
O (sav)'na ulaşmak istiyorsak hayatı O (sav)'nun rehberliğinde değiştirmeyi kabul etmeliyiz