İyi kalpli insanların ruhu ak güvercinler gibi gökyüzüne yükselirken ağır ruhlu olanlar kıldan ince kılıçtan keskin köprüyü geçemezdi düşerdi içine sönmez ateşin. Her birimiz için gökyüzünde salınıp duran bir yıldızdan söz ederdi eskiler. Sadece bizim için orada olan bu yıldızlar içimiz karardıkça giderek yitirirdi rengini sönükleşir sonunda da düşerdi gökten.
Yedi gün sonra inerdi yeryüzüne. Hayat bir kez daha dururdu. Olgun dutlar bile düşmezdi yere. Ballı incirler sıkı sıkıya dururdu dalında. Sararan üzümler de... Akan sular dururdu. Anaforlar dururdu. Yedi gün sonra normale dönerdi hayat. Çocuklar anadan üryan yüzerdi nehirde. Bereketini esirgemezdi toprak. Kızlar çırıl çıplak geçerdi düşlerimizdeki ırmaklardan...