Yoksulluk çağımızın en önemli ekonomik ve sosyal sorunlarından biri olarak varlığını sürdürmekte ve küresel bir boyut almaktadır. Dünya Bankası verilerine göre günde 190 dolar gelirle yaşayan yaklaşık 1 milyar insan vardır. Son yirmi yılda yoksullukla mücadelede önemli adımlar atılmış ve başarı elde edilmiştir. Ancak bu başarının büyük kısmı Çin ve Hindistan'ın ekonomik alanda elde ettiği başarılardan kaynaklanmaktadır. Bu iki ülke hariç tutulduğunda aslında yoksulluk artmaktadır.
Küresel bir boyuta ulaşan yoksulluk ekonomik kaynak yetersizliğinden ziyade bölüşüm ve politik süreçlerden etkilenmektedir. Diğer bir değişle yoksulluk tamamen politik ve ideolojik tercih meselesidir. Dünyadaki mal ve hizmet üretimi tüm insanların ihtiyaçlarını sağlayacak düzeydedir. Politik ekonomi gıda ya da kaynak eksikliğinden ziyade bölüşümü etkileyen mekanizmalar üzerinde durur. Ancak küresel ekonomik sistemin adil olmayan işleyişi yoksulluğu arttırmaktadır. Dolayısıyla politik ekonominin yeniden yapılandırılmasına ve yeni bir anlayışa ihtiyaç vardır.