Türkiye'de genellikle kadınların konumu irdelenirken üzerinde ağırlıklı olarak durulan bakış açılarından biri; kadının çalışma yaşamına katılımıdır. Kadınlar için çalışma yaşamının kadının ekonomik bağımsızlığını ve toplumsal statüsünü destekleyerek yaşam tatminini artırdığı bilinmektedir. Ancak çalışma yaşamında var olabilmek kadınlar için çok yönlü bir mücadele alanına da gelmektedir. Bu mücadelenin önemli bir parçasını toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin geleneksel değerler ve tutumlardan kaynaklanan iş ve aile yaşamının dengelenmesi sorunu ile başa çıkmak oluşturmaktadır. Ülkemizde iş yaşamı/kariyer yapma ile geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki çatışmalar özellikle eğitimli akademisyen kadınlar arasında gözardı edilemeycek bir yoğunlukta yaşanmaktadır.