Artık ülkemin topraklarında değildim. Bağlılık duyduğum senelerce havasından suyundan mevsimlerinden nemalandığım memeleket arkamda kalmıştı. Melankoli taşıyordu yüreğim ama üzgün değildim. Yaptığım şeyin doğru olup olmadığını tartışmıyorum. Gerekliliğin mecburiyetin ve yaşamanın farz olduğu şeyleri yaptığıma inanıyorum. Gökyüzü başka yerlerde de aynı renk olacaktı. Kliseler camiler sinagoglar. Dünya hep aynı kalacaktı. Ruhumun aynı kalmasından ve onu kaybedeceğimden korktuğum için ayak bastığım toprağı değiştirme ihtiyacı hissediyordum. Kim billir belki daha güçlü dönecektim kaçmak zorunda kaldığım yere...