"Sınıfı ya da karakterleri birbirinden ayırmak salt ekonomiyi değil birçok farklı dinamiği barındırıyor içinde. Bu yüzden salt zengin ile yoksul ya da
orta sınıf diyerek ayırdına varılamayacak kadar geniş. Geçen zamanların modernizmin yeniden yarattığı bireyin kentin kalabalıkların değişen
dönüşen yoksulluğun mülkiyet ilişkilerinin sınıf üzerine çokça düşünülen ve hâlâ üretilmekte olan kuramların top yekun bir toplamı diyebiliriz
aslında. Bütün bu dinamikler içerisinden uzanıp sınıf temsillerine bakmak gerçek hayatın kurmacasında sınıf temsili aramak güç ve zorlayıcı.
Yine de anlamlandırmaya çalışmanın yollarını bulmak karakterlerin kendileriyle bir diğer başka sınıfla zaman zaman kentle zaman
zaman belki de farkına bile varamadıkları kendi emek gücüyle olan ya da olmayan ilişkileri açığa çıkarmaya çalışmak da bir nevi arkeolojik
kazıya girişmek gibi. Bu kazı gözünün önündekini görüp anlamanın bir isyan taşımadığı sessizliğin 'meşru' alanından çıkılamadığı zamanların
içinden çıkıp bakıldığında sokağa ev içlerine yalnızlığa iç çekişlere çaresizliğe ve zaman zaman da üstten bir bakışla karışan umarsızlığa
uzanan karakterlerin manzarasını sunuyor."