Her başlangıç zordur. İnsanoğlu daha ilk başlangıcında bile o zorluğun acısıyla ağlayarak dünyaya gelir. Ardından da her zorda kalışta ve başladığını bitiremeyişte hayal kırıklığı yaşamaya devam eder?
Yine de biliyoruz ki: her uzun yolculuk ilk adımla başlar. Gidilecek uzunca bir yol var önümüzde. Hedeflerimiz belki de Kaf Dağı'nın ardına uzanıyor; ama oraya ulaştıracak inancımız varsa varılmaması için hiçbir neden yok.
Bildiğimiz bir şey daha var ki o da insanlar gibi devletlerinde bir kaderi olduğudur. Bu kaderin en acı tarafı da darbelerdir. Bu ülkenin yüzyıllara dayanan tarihinde onlarca darbeyle imtihan olmuştur.
Her devirde darbeler sonucunda yaşanan trajedileri bütün iliklerinde hisseden sebepsiz yere zulme ve işkencelere maruz kalan yıllarca geri götürülmüş bir ülkeyle baş başa kalan ama bir an olsun vatanına bağlılığından ödün vermeyen binlerce masum insanın hikâyesi çarpar kulaklara?
Yazar Musa Yaşaroğlu Eylül Şafağı adlı eserinde insanın içine yara gibi oturan bir hikâye ile çıkıyor okuyucusunun karşısına?