Volga İstanbul'da sokağında oyuncak müzesi olan güzel bir apartmanda oturuyordu. Günlerini birlikte geçirdiği arkadaşları vardı. Silgi tozlarından heykel yaptıkları çizgilere basmadan yemekhaneye kadar yarıştıkları meydan okumalar tadı tuzuydu okul günlerinin. Ama günün birinde adına verilmiş̧ bir karara uymak zorunda kaldı: Bodrum'a taşınmak.
Bazı çocuklara göre İstanbul'dan Bodrum'a taşınmak havalı bir şeydi ama bunu bir de Volga'ya sorun! Kışın bile denize girebilmek her şey değildi sonuçta. Etrafını mandalina bahçelerinin sardığı fantastik bir filmden fırlamış̧ gibi görünen bir evde yaşamak Volga'nın bilmediği bir şeydi.
Nevra Nergiz bildiğimiz hayat geride kaldığında yeniliklere yelken açmanın ve keşfetmenin güzelliğini ferahlatan bir esinti gibi anlatıyor.