parmaklarım kekemeydi bunu hatırlıyorum
büsbütün tutulurdum özrüm seyredilirken
ya zulmün siftahıydım ya güneş ıslak!
aşkın böcek sokması gibi üşüttüğü vakitler
tövbeyle sıvazlardım pişmanlıkları
kurdelesi kötüce kulpu elbette kırık
darlıktı göğsüme iliklenen tek milât
gözlerimin uykuda açtığı gediklere basarak
rüyaya tırmanırdım görklü tavus kuşları
nasıldır duvar halıları gibi tozlanmak
ve naz kime yanaşır sormadım
herhangi biriysem hiçbir şeyle avunmam...