1990 IBM Şirketi'nin piyasalardaki en parlak ve en karlı yılıydı. Ancak piyasa dediğimiz ortam bir sabun kadar kaygan ve bir nehir kadar değişken olduğu için 1993 yılına gelindiğinde aynı şirket neredeyse bir felaketin eşiğindeydi. Yani piyasalardan siliniyordu. Çünkü IBM kendi hantal sistemi ve icat ettiği PC döneminin kurbanı olmuştu.
Ama doğru adımı atmak için çok geç değildi ve şirket Gerstner'e teslim edildi. Ve o gerçek bir komutanın yapması gerekeni yapıp kendi sistemini ve kahramanlarını yarattı.
IBM'in kurtarıcısı ve komutanı olarak Gerstner asıl değişimi yarattığı iki temel unsur olan; rekabet ve kültürel değişim için şunları söylüyor:
Markayı Yeniden Diriltmek: "Eğer IBM markası parçalansaydı şirketi kurtarmak için her şeyi doğru ölçüye indirip yeniden yapılandırmak strateji yaratmak ve morelleri yükseltmek adına ortaya koyduğumuz tüm çabalarımız boşa giderdi. Ben her zaman başarılı bir şirketin kesinlikle bir müşteri / piyasa oryantasyonu ve güçlü bir pazarlama organizasyonu olması gerektiğine inandım. Bu nedenle küresel bir şirket oluştururken ikinci adımın IBM'nin pazarlama çabaları üzerinde yoğunlaşmak oldu."
Kültür Üstüne: "IBM'de çalışırken kültürün oyunun yalnızca bir parçası olmadığını hatta oyunun kendisi olduğunu öğrendim. Sonuçta bir organizasyon çalışanların ortaklaşa değer yaratma kapasitesinden başka bir şey değildir."
Kim Demiş Filler Dans Edemez... IBM Şirketi'nin kendi küllerinden yeniden doğuşunun öyküsüdür. Bu öykünün başkahramanı olan Louis V. Gerstner Jr. kendi ağzından yaşananları özetlerken bize de hayata dair dersler veriyor.