Derler ki başlangıçta insanların dört eli dört ayağı ve tek bir baş üzerinde zıt yönlere bakan iki yüzü varmış. Bu iki yüz insanlara eşi benzeri görülmemiş bir kibir veriyormuş. Olimpos'un kudretli tanrısı Zeus insanların bu kibrini dindirmek için onları tam ortalarından ikiye ayırmış. İnsanın kibri dinmiş dinmesine; ama bu sefer de kendisinden koparılıp alınan diğer yarısını özlemeye hayatı boyunca onu arayıp tekrar bir olmak için uğraşmaya başlamış. Bu hale aşk denilmiş.
Zeus'un insanları ayırıp onları aşka düşürmesinin üzerinden yüzyıllar geçti; bu sırada sanatta felsefede dinde ve bilimde; yerde ve gökte kısacası elinin uzandığı her yerde aşkı köklerini ve mantığını aradı insan.
Aşkın Tarihi insanlığın işte bu bitmek bilmez arayışının öyküsü. Tarihöncesi zamanların büyülü mitolojisinden ortaçağ şövalyelerinin hikâyelerine "günahkârların azizlerden daha çekici göründüğü" Romantik dönemden yirminci yüzyılın psikiyatrik bakış açısı ve kadın hareketinin temellerine; felsefi bir şölen eksiksiz bir aşk anlatısı.