Ruh bu kâinatı göz penceresinden seyreder. Ressam fırçası ile tabiattaki renkleri tablolaştırır. Şair ise kelimelerle duygularının manzaralarını çizer. İnsanın kullandığı renkler bilinçaltının ipuçlarını verir.
Klasik şiirimizin divanlarını ve mesnevilerini okuduğumuzda renk ifade eden kelimelerin dış tabiat kadar şairlerin iç dünyalarının da tercümanı olduğunu görürüz. Şairlerin üsluplarını oluşturan mikyaslardan birinin renk kullanımları olduğunu söylemek mümkündür.
Her şair mizacına göre renkleri seçer. Mensup oldukları edebî akım ve üsluplar da şairlerin renk tercihlerinde etkilidir. Hikemî üslup mensubu bir şair ile Hind üslubu mensubunun renklere bakışı farklılık gösterebilir. Renkler şairin tabiat algılarının da ifadeleri olarak önem arz etmektedir.
Bu kitap şairlerin renk pencerelerinden ruhlarına tutulan bir aynadır.
Sâkıyâ câm-ı muravvak sun ki sâgar devridir
Lâle gibi al olalım çün gül-i ter devridir
Ey sâkî! Süzülmüş şarap sun ki kadeh/şarap devridir; lâle gibi olalım zira taze gül mevsimidir.