Dün Yemen bize ne kadar yakındı?..
İstanbul'da memuriyette iken Yemen'e Vilayet Mektupçusu olarak tayin olunan Abdulgani Senî için Yemen bir Osmanlı toprağıydı ve uzak sayılmazdı. Ailesiyle birlikte kara deniz ve demiryolunu kullanarak bir aylık zorlu bir yolculuk gerekiyordu San'a'ya ulaşabilmesi için. İklim kültür insanlar tabiat ve hatta rüzgârlar bile farklı olsa da Osmanlı henüz oradaydı. Suriye'de Filistin'de Irak'ta ve Hicaz'da olduğu gibi.
Osmanlı ordularının çöllere serpilmesinden birkaç yıl önce yapılan bu uzun seyahat kayıp eyaletlerdeki son ve belki de en uzun yolculuktu.
A. Senî de bunu hissetmiş gibi bir fotoğraf makinesi ile çıktı yola. O görevine gitmekte olan sıradan bir memur değildi. Dikkatli bir seyyah keskin analizleri olan bir Osmanlı aydınıydı. Vatanın son ufuklarına yolculuk ettiğinin farkındaydı. Gördüğü duyduğu tanık olduğu her şeyi dikkatli bir biçimde kayda geçirdi. Zaman zaman fotoğraf makinesini kullandı. Ufukların kısa zaman sonra daralacağını gördükçe yüreği kanadı sesi kısıldı kalemi sivrildi ve ortaya bu iki güçlü seyahatname eseri çıktı.
Elinizdeki birleşik iki kitap kayıp eyaletlerdeki son yolculuğun hikâyesinden oluşuyor. Okudukça yürek sızlıyor kalp ağrısı çöküyor ve uzak ufukların gölgesi yüreğimizi ürpertiyor.
Peki bugün Yemen bize ne kadar uzak?..