Zehra Tırıl'ın öyküleri gündelik hayatın akışında ayrı düşenleri bir araya getiren izleri sakin ağır ve güçlü bir nefesle duyuruyor. Parçalanmış benliklerde insanın hayatta kalma seyrini okurun aklına sorular düşürerek iç burkan ayrıntılarla yalın çarpıcı etkileyici bir dille anlatıyor. Kapıların Kışında yazarın Odalarda Annem Yok ve Pembe Gecelikli Kız'dan sonra üçüncü öykü kitabı.
"Leylekler geçiyor dedim. Rüzgâra dolunaya dağlara konuştum bir karanlık kovuğa çöküp: İnsan şeytan insan tanrı insan kul; korkak kaçak yalancı zayıf yalnız ömrünün tanrısı sürüngeni figüranı; yaşam adil değil. Dağlar bunu duyun her çocuk dünyaya eşit doğmuyor eşit büyümüyor aynı sevmiyor. Mağaraya çekilsem aklım da mağaraya çekilir mi? Aşkın içimden geçmediği aşkın içimden gelmediği kavgalara kapanıyorum. Gitme nedenim şu diyeceğim bir yalan bulamam sana. Doğruyu da bulamam. Leylekler geçiyordu teyzemin yüzü sesi bana eğilişi... Anlattığım. Duvar sınırları yırtılmış renkleri solmuş harita asılı."