Bağımlılıkların ve bağımsızlıkların gölgesinde yeni bir döneme giren Avrupa Birliği yeni başkanı Joe Biden ile yeni bir dünya tasavvuru başlatan ABD gibi önce Türkiye ardından da Ortadoğu ile bozulan ilişkilerini düzeltme ve ileride neler yapabileceğinin hesabını ve bu bozulan ilişkileri nasıl düzeltebileceğinin arayışında bir döneme girdi. AB yetkililerinin şüphesiz geçen birkaç sene öncesine göre daha sıcak mesajlar verdiği ve Türkiye'nin AB yolunda halen bir yolcu ve potansiyel bir aday olduğunu vurgulamaları ve buna binaen Türk yetkililerinin de geçen birkaç senede hiç dillendirilmeyen "Türkiye'nin yönünün batı olduğu ve AB'nin nihai hedef" olduğu açıklamaları iki tarafında elini kolaylaştıran hamlelere yol açtı. Sadece bu birkaç açıklama ile ilişkilerin normalleştiği ve yoluna girdiğini düşünmemiz şüphesiz fazla iyi niyetli olur ancak özellikle aşılama sonrası COVİD-19 salgınının etkilerinin kırılması ve önümüzdeki birkaç ay içinde yeniden ülkeler arası turistik seyahate vize verilecek duruma geleceğini görmemiz yeni bir dönemin başında olduğumuzu göstermektedir. Ekonomik ve sosyal hayatın sadece Türkiye ya da AB de değil tüm dünyada artık sinyal vermeye başladığı bir dönemde gevşeme sinyali veren pandemi önlemleri bu durumda olan tüm ülkelerin elini rahatlatacak bir dönemi haber vermektedir.
AB içerisinde başta İskoçya meselesi olmak üzere hali hazırda bekleyen pek çok mesele olduğu gibi Merkel sonrasına hazırlanan AB de gözle görünür bir şekilde "görünen lider" kim olacak sorusu da sorulmaktadır. AB'nin bir güçlü lider politikaları etrafında şekillenmediği ve karar organlarının tek bir liderin sözü ile hareket etmediği ortadadır ancak tüm bunların yanında AB'nin görünen yüzü olan Merkel'in sonrasında nasıl bir liderlik anlayışı gelişeceği de merak konusudur.
Yeni sayımızda İskoçya meselesi başta olmak üzere AB içerisinde yaşanan meselelere ve bugüne bakmaya çalıştık herkes gibi bizlerde pandemi dönemi yasakları ile mücadele etmeye çalışırken bir yandan da Euro Politika okurlarını son gelişmelerden haberdar etmek için elimizden geleni yaptık.
Balkan politikaları açısından önemli veriler sunan iki önemli İngilizce makaleye de ev sahipliği yapan bu sayımız gelecekte AB'nin hareket merkezi olması muhtemel olan Balkanlar konusunda da önemli ipuçları verecektir.
Dünden bugüne yönümüzün ve siyasetimizin temelinin dönük olduğu batı ve batının siyasi yapısı Avrupa Birliğinin geleceği ve gündemi şüphesiz ülkemizin ve siyasetinin geleceği ile de bağlantılıdır. AB'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da atacağı adımlar bu bölgelerde var olan sorunların çözümünde doğrudan başat rol oynayacaktır öyle ki; bu bölgelerde var olan sorunların çözümü Türkiye'nin de öncelikleri arasındadır.