Kara Hasan ölse daha iyiydi. Yerin dibine batmıştı. Kimseden ses çıkmıyordu. Hacı'nın susacağı yoktu;
"Çık ulan dağa pusu kur. Varsın seni de öldürsünler. Bir gün hepimiz ölmeyecek miyiz? Sığır çobanlığı yaparken ölmek vatan için şerefle ölmekten yeğ midir ki hâlâ durursun?"
Kanına boğulmuşçasına sustu kaldı. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Alelacele kalkıp gitmekte buldu çareyi. O gece tek başına yola çıktığında kulaklarında Divlimli Hacı'nın sözleri uğulduyor midesi bulanıyor göğsü sıkışıyordu. Bu halden kurtulmanın tek çaresi vardı.
***
Aybars atının üzerindeyken bir eliyle dizginleri tutup diğer eliyle tüfeğini havaya kaldırdı. Gök gürlemesine benzer bir sesle haykırdı:
"Tarih başıbozuk çetelerin yağma ve çapul ortamında birbiriyle dövüşürken vatan esir edilince eşkıyalıktan Kuvayımilliye 'ye dönüştüğüne ve vatan imdadına nasıl koştuğuna şahit olduğu gibi güzel memleketimin her köşesinin işgalden kurtulduğuna da şahit olacaktır. Ant olsun! Eğer başaramazsak bize yazık olsun!"