Dışarıya çıktıklarında bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun kadrine uğradılar. Şimşekler çaktıkça yanıp sönen ışıltının karanlığı aydınlatması Ferda'nın içine ayrı bir kapı açtı. Bu aydınlanmanın arasından süzülen yağmur öyle güzel yağıyordu ki; yaşamındaki bütün pislikleri önüne katıp götürse ne iyi olurdu. Islanacağına aldırış etmeden yer yer küçük bir dere oluşturmuş yolda yürüdü Ferda. Her attığı adımda sıçrayan çamur açık renk uzun eteğinde şekiller oluşturdu.
Onun hayatı zaten çamurdu; yıllardır baştan aşağı kirli suların içinde yüzerken bir parça sıçrasa eteğine bulaşsa ne fark ederdi! Yüzünü gökyüzüne çevirip yürüdü. Başından aşağı süzülen yağmur pavyona girdiği günden beri taşıdığı pisliği akıtabilir miydi?