"Aşkımı ve acılarımı gömmek istediğim şu ıssız dağların ortasında bir gün onunla karşı karşıya geleceğimi hiç hatırıma getirmemiştim. Artık anlıyorum ki mücadele benim için kadermiş. Silahım ve müdafaa vasıtam da ancak tahammül feragat ve irademdir."
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında karasevda temalı eserler kaleme alan ilk kadın yazar Güzide Sabri kendi hayatında tanık olduğu kasveti ve hüznü kurguya aktarmaktaki ustalığıyla da edebiyatımızın unutulmazları arasına girmiş bir isim. Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi de yazara dair otobiyografik unsurların bazen yüzeye sızdığı bazen de anlatıcıların ve kahramanların derinliklerinde muhafaza edildiği melankolik bir aşk romanı.
Fikret hastadır. Çektiği kalp sancılarına çare bulmaya çalışan Doktor Nejat'a âşık olur. Nejat evli ve iki çocuk sahibi olmasına rağmen Fikret'in hislerini karşılıksız bırakmaz. Ne var ki Fikret Nejat'ın yuvasını bozmaktan imtina edip kendisinden yaşça büyük ve zengin olan Sait Bey'le evlenerek bu aşkı arkasında bıraktığını düşünür. Halbuki Nejat Fikret'in karşısına tekrar çıkacak ve karasevda yeniden alevlenecektir hem de yakınındaki herkesi tutuşturacak bir şekilde...
Zamanında büyük yankı uyandıran iki kez beyazperdeye uyarlanan Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi imkânsız aşk üzerine yazılmış öncü eserlerden biri.