Ben ona "insandan olma insan" dedim. Görmek istedim çünkü hem her şeyden azade bir teklik olmak hem de her şeyin içinde her şeyden bir parça taşıyan önemsiz bir zerre olmak nasıl bir muammadır. Çünkü "insan" ama "başkası"ndan olma bir insan. Çünkü tek ama asla tek değil. Ona "insandan olma insan" dedim çünkü önümdekini ve arkamdakini hatırlamadan "olma"yı bilemeyeceğimi kendime hatırlatmak istedim. İnsandan olma insan bir tahammül seferinde uyanmıştır. Ne ki uyanmak kurtuluş değildir ona. Her gün yeniden uyanması gerekecektir. İnsanın değişmeyen hakikati hakikatine vakıf olamayacağı bu tahammüldür. Bu tahammülün içinde sıcak yaz günlerinde terleyecek soğuk kış günlerinde üşüyecektir. İnsan tahammülü anladığında bir baharı yaşama ümidi taşıyamayacağını da anlayacaktır. Bir başınalığı rıza ile kabul edip tahammülün uzun gecesine girer insandan olma insan. Tahammülün uzun gecesi yıldızlarla ve ayla süslenmeyecektir hiçbir zaman. O gecenin kendi gündüzleri ve mevsimleri vardır ama onu ölümden başka ışıtacak bir şey yoktur. Karanlığı dünyanın karanlığına benzemez kimse ona çerağ tutamaz. İnsandan olma insanın bir başınalığı orada mutlak hakikate inkılap eder ki o akıl sahibi başka hiçbir şeyin hakikatine bu kadar yaklaşamayacaktır bir daha.