"Anne öldü.
Sabırdan bir maske vardı yüzünde.
Donuk bir kış göğünün altında başlarımızı eğip
ona bir duvak hazırladık çiçeklerden ve Adamı'nın yanına uğurladık.
Anne'nin omuzlarına eğilmiş ağacın çıplak dalındaki
iki serçeden biri havalandı; öteki öpücükler gönderdi kopkoyu bir özlemle.
Ve şefkatle kapandı toprak.
Zaman çizgisinin bir yerlerinde gülümseyen o çocuk bu kez ağlıyordu.
Çünkü artık çocuk değildi."