Bir Çöküşün Öyküsü ile XV. Louis Dönemi Fransa'sında güzelliğiyle nam salmış nüfuz sahibi bir aristokrat olan Madam de Prie'nin kral tarafından Courbépine'deki çiftliğine sürülmesiyle yaşadığı ruhsal çöküntüye tanık oluruz. Yalnızlık buhranlarında kendini adeta bir yalana inandıran Madam de Prie beklediği davetin bir türlü gelmeyeceğini anlamıştır. Bir yandan gösterişli eğlenceler düzenlerken ses getirmesini umduğu trajik sonunu planlamaya başlar. Onun içindeki her şey sessizliğe gömülürken Zweig yeni bir pencere daha aralar ve kitaptaki diğer öykü olan Cenevre Gölü Hadisesi'nde başka bir düşüş karşısında seyre dalarız tıpkı acılı bir tabloya bakar gibi ve o esrarengiz adamın sözleri çınlar kulaklarımızda: 'Burada yaşayamam.' Başkalarının istediği gibi bir hayat sürmenin ağırlığına insan ne kadar katlanabilir?
"Tek bir kişinin bile bir insan için önemini" ve tutunamamanın yıkıcı psikolojisini yarattığı yoğun ve derin karakterlerle iliklerimize kadar hissettiren Stefan Zweig'ın bu çarpıcı eserini Çağlar Tanyeri'nin özenli çevirisiyle sunuyoruz.