İktidar bir kişinin diğer bir kişiyi bir şeyler yapmaya itme/zorlama gücü olarak tanımlanabilirken muhalefet; bir şeye karşı olma karşı gelme eylemi olarak tanımlanabilir. Bu nedenle İktidar ve muhalefetin oluşması için iki kişinin var olması yeterlidir. İktidar ve muhalefeti tanımlamak için iki kişinin varlığı yeterli olsa da toplumsal olarak iktidar ve muhalefet ilişkisinde daha geniş bir kitleden bahsetmeliyiz. Bu sebeple İktidar devleti yönetmek ve devlet yönetimiyle ilgili bir kavram olarak karşımıza çıkarken muhalefet ise karşı olma anlamında kullanımıyla iktidarın politikalarına karşı olma ve iktidarın politikalarına alternatifler geliştirerek iktidar alternatifi olarak değerlendirilmektedir. Normal bir iktidar muhalefet ilişkisinde iktidar ve muhalefetin demokratik sistem içinde birbirlerinin varlığına inanmış ve gerekli şartlar sağlandığında iktidarın muhalefet muhalefetin ise iktidar olacağı olağan karşılanmıştır. Ancak Türkiye'de iktidar muhalefet ilişkileri bu normal koşullardan biraz farklı bir gelişim sergilemiş iktidar ve muhalefet adeta bir savaş halinde olmuştur. Türkiye'nin tarihsel ve toplumsal gelişiminden kaynaklı olan bu durum partiler arasında kutuplaşmalara da neden olmuştur. Bu çalışma Adalet Partisinin iktidar yıllarında (1965-1971) iktidar ve muhalefetin siyasal sosyal ekonomik dış politika konularındaki görüşleri ve bu konular paralelinde yaşanan olaylar çerçevesinde takındıkları tavırlar saptanmıştır. Yaşanan bu olayların ve gösterilen tepkilerin iktidar muhalefet ilişkilerine nasıl yansıdığı bu ilişkiler sonunda 12 Mart muhtırasına giden sürecin nasıl yaşandığı ortaya konulmuştur.