Ne zamandır bir düşüncem düşüm var; çocuk hikâyelerinin çocuklar tarafından yazılması... Yaşama o güzel pencerelerinden bakıp gördüklerini duyduklarını tattıklarını kokladıklarını tende ve yürekte hissettiklerini en doğalıyla aktarmalılar. Bunun için kendine güvenen ne istediğini erkenden fark etmiş bir çocuğun varlığı gerekir. Onun kendini güvende ve özgür hissetmesini sağlayan bir aile yazdıklarını kitapla taçlandıracak bir yayınevi olmazsa olmazlarıdır.
Ayşegül Paksoy Benim Adım Minnoş kitabında bizi gerçekçi öykücülük akımına sadık bir kedicikle tanıştırıyor. Minnoş'un ağzından dinlediklerimizde yer yer hüzünleniyor onun zekâ içeren yaramazlığını serüvenci ruhunu ama en çok da sevgi dolu yüreğini her satırda buluyoruz. Yaşamın getirdiği her neyse onu doğallıkla karşılaması ve önüne geleni hızla kavrayıp yaşamaya başlaması anda kalabilmesi üzerine düşüncelere dalıyoruz. Üstelik bütün bunlardaki çocuksu bilgeliğe hayranlık duyuyoruz. Sizi bilmem ama ben Minnoş'un bundan sonraki serüvenlerini dört gözle bekleyeceğim. Bu yolda kalemdaşımla yürümekten büyük mutluluk duyacağım.
Prof. Dr. Göksel Altınışık