Toprağında ara sana ne gerekse Başkalarının ateşinden sana ne! Doğruyu arama ve yaşamadaki samimiyettir insanı kurtaran. Arama ibadetinin de doğru yerde yapılması hakikate kavuşturacaktır insanı. Dışarıda harıl harıl bir şeyler arayan kişiye 'ne arıyorsun?" diye sormuşlar. 'Yüzüğümü kaybettim onu arıyorum' demiş. Nerde kaybettiğini sormuşlar. 'İçerde' demiş. İçerde kaybettiğini dışarıda arayan kişi aradığına ulaşabilir mi!? Bunun için kaybettiğimiz şeyi nerede kaybettiğimizi bilmek aramanın en önemli şartıdır. Kaybettiğimiz gücü huzuru dayanışmayı yeniden kazanmak için kaybolduğumuz yeri iyi belirlemeli ve oradan yeniden ayağa kalkmalıyız. "Çocuk düştüğü yerden kalkar". O düştüğümüz yerde kendimizle beraber elimizden düşürdüğümüz Kur'an da vardı. Kalkacağımız yerde neler vardı bu işaretlere odaklanmalıdır. Kitap boyunca bu işaretleri aramaya bulmaya çalıştık. Temel izleğimizdi 'aramak ibadeti'... Yeri geldi sorguladık yeri geldi nasihatleştik. Kimi zaman gürültü çıkardık kimi zaman sessiz sedasız yol almamız gerekti. Yürürken bulduğumuz izlere bir 'mim koyduk' ve devam ettik yolumuza arkamızdan gelenler görsün takip etsin diye izlerimizi... Bu arayışta; 'körleşme' tehlikesine 'gayretsizlik ve tembellik' hastalığına zevk ve zühd hayatından cehde ve azmin içinde arınmaya ve yücelmeye dair işaretler bıraktık. "İçimizde kendini Allah'a vermiş olanlar da yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler işte onlar doğru yolu arayanlar ona layık olanlardır."