Genel olarak her türlü yardım davranışı ve eylemini tanımlayan hayırseverlik toplumsal bütünleşmeye sosyal adalet ve eşitliğe katkısı olan bir değerdir. Özellikle günümüzde yoksulluk ve zenginlik arasında her geçen gün açılan ve genişleyen mesafeye bir fren etkisi yaratması bakımından hayırseverliğe geçmişte olduğundan daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Değişen toplumsal kültürel ve ekonomik şartlar yoksulluğun değişen ve çeşitlenen yüzü aşırı nüfus yoğunluğu kentleşme ve beraberinde getirdiği kentli sorunları vb. problemlere çözüm üretmek konusunda yardımların daha geniş toplumsal kitlelere ulaştırılması ve bunun daha kollektif ve organize şekilde yürütülmesini gerekli kılmaktadır. Yeni görünüm ve boyutlarıyla hayırseverlik vakıflar gönüllü kuruluşlar ve STK'ların eliyle daha kurumsal bir hüviyete dönüşmüştür. Gerek bireysel gerekse kurumsal bağışlarıyla zenginler hayırseverliğin önemli elemanları olarak rol oynamaktadırlar. Zenginlerin hayırseverlik ilgileri ve yüksek miktarlardaki bağışları bireysel ve kurumsal bağışlar düzleminde toplumsal ve ekonomik sorunlara çözüm arayışlarında önemli katkılar sağlamaktadır. Bu katkılara karşın zenginlere yönelik zaman zaman dile getirilen teşhirci istismarcı rant temelli kazanma ve kâr odaklı hayırseverlik söylemlerinin varlığı da dikkat çekmektedir. Bu eser zenginlerin genelde hayırseverlik kültürünü betimlemeye; özelde ise hayırseverlik algı ve eğilimleriyle birlikte hayırseverlik üzerinden farklı kazanımlar elde edip etmediklerini ortaya koymaya çalışan bir araştırmanın ürünüdür.