Akıllı şehir devletlerinin üst düzey yöneticileri her ne kadar yapay zekâ destekli algoritmalar üzerine kurulu otonom sistemlerin desteği ile karar verecek olsalar da özellikle kriz anları ve olağanüstü durumlarda yine iş başa (biyolojik insanın karar vermesine) düşebilecektir.
Nepotizmin olmadığı "oligarşinin tunç kanunu"na dönüşmeyen meritokratik bir yapıda idare edilen ve devletin en önemli örgüt olduğu varsayımıyla hareket eden örgütsel vatandaşlık kavramına sıkı sıkıya bağlı açık sistemlerin sibernetik yapıların ve heterarşinin desteklendiği entropinin minimize edilmesi için "duyarlı" sistemlerin kullanıldığı esenlik ekonomisinin tercih edildiği toplumsal huzurun önemsendiği insanın daima efendi (master) kabul edildiği bir bilgelik ülkesi kurmak artık bir ütopya değil insanlığın ortak ülküsü olmalıdır.
Teknolojinin tutsağı olmadan stratejik yönetim ve yönetim bilişim sistemlerinin de desteği ile onu insanlığın ortak ihtiyaçlarına çözüm üreten bir araç olarak şekillendirip kullanıma sunabilecek entelektüel beyinlerin artık bu yeni çağı (akıllı şehir devletleri çağını) yakın bir gelecekte tasarlama ve başlatma zarûreti vardır. Teknolojinin insanlığı yok etmeden kontrol altına alınması ve ateşin evcilleştirildiği gibi evcilleştirilmesi kaçınılmaz bir hedef olmalıdır. Daha şimdiden on üç milyar ışık yılı ötesinde bir mesafeyi gözlemleyebilen insanlığın bunu başarabilmesi elbette mümkündür.