Odamıza geçip yanıma gelmesini bekledim. Geldi de! Beni o bir zamanlar bayıldığı dantel geceliklerden biriyle görünce kahkahalarla gülmeye başladı. Nasıl bir annesin sen kalk üstüne düzgün bir şeyler giyin dedi. Ağlayarak üstüme pazen bir pijama giydim. Kadınlığımın anneliğimin cinsiyetimin cinsel kimliğimin aynı anda tek bir cümleyle aşağılanabileceğini öğrenmem dışında o geceyi ve daha birçok geceyi çocuk odasında yer yatağında geçirdim. Onun kırgınlığına benim kırgınlığım da eklenmişti. Özür dilemediği gibi günlük yaşantısını olduğu gibi sürdürmeye devam etti. İçimde bir şeyler geri döndürülemez şekilde eksiliyordu.
..............
Kimsenin belki de kolay kolay ele alamayacağı konuyu; kadın gözüyle bir yazar olarak ele alması eserde ayrıcalık ve de farklılık göstermektedir. Olayları bilerek ve kime ne söyleyeceğini mektup serisi olarak anlatması da işin bir başka boyutudur. Normal bir roman olarak bu ve benzeri konuları işleyen yazar çok olmuştur ama işi mektup boyutuyla ele alan zor bulunur. Bunun için yazarımız Aysun Eliş'i kutlamak gerekir. Kitabı okuyan mutlak bir ders çıkaracaktır.
Eserin bir yerinde bakınız yazarımız ne söylüyor: "Evlilik nasıl renklendirilir heyecanı biten bir evlilik nasıl kurtarılır eşler arası iletişim nasıl geliştirilir gibi sorunlara yöneldim." Derken yazarımız eserinde bir evlilik oyunundan söz etmeye gerek kalmadan açık ve net bir anlatım ile sorgulama yapıyor günlük hayattan.