"Bazen Londra'ya ufak kaçamaklar yapardım. Otobüste insanlar kafaları ahenkle sallanarak uyurken birbirleriyle Sylheti lehçesinde konuşan ebeveynlerimi veya sıcak bir günde verandada dikilirken hissettiklerimi düşünürdüm. Manzara yanımdan akıp geçer ; ve aynı manzara akşam Oxford'a dönerken bu sefer de ters yönde akıp geçerdi. Otoyolun kenarında kilometrelerce uzanan banliyöleri; tepesinde narin havaya uzanan kollara benzeyen televizyon antenleri olan evleri; kuşların ve bulutların hızla ilerlediği gökyüzünü izlerdim. Eğer uzaylıların insanlığa bir mesajı varsa onu bu sıradan evlere hava kararırken televizyon başına üşüşen insanlara göndereceklerini ve bu mesajın hayalperest kısa pantolonlu bir çocuk tarafından çözüleceğini düşünürdüm."
Amit Chaudhuri Hint müziğinin büyülü ezgisinin samimi ve sıcak bir dille iç içe geçtiği bu kitapta; Oxford'daki öğrencilik yıllarını İngiliz ve Hint yaşamını yabancılaşmayı uyum sağlamayı duygusal çatışmaları kararsızlıkları akşamüstlerinin müphem güzelliğiyle birleştirerek kimi zaman eleştirel bir tavır kimi zaman da içten bir özlemle anlatıyor.
The Observer tarafından "20. Yüzyılın En İyi 20 Yazarı" arasında gösterilen Amit Chaudhuri ikinci romanı olan Akşamüstü Ezgisi ile Southern Arts Edebiyat Ödülü ve Encore Ödülü'nü kazandı.