Adem ile Havva'dan bu yana çağ ve kültürlerle şekillenen bir çok olgunun içine aşkta dahil olmuştur. Her duygu gibi aşkı da yorumlama yaşama şekillendirme ve yansıtma biçimleri değişmiştir. İnsanoğlunun en zayıf noktası olarak nitelendirilen aşk hissini çağlardan bağımsız olarak yansıtmayı amaçlayan bu roman aşka inananlara değil inanmayanlara atfedilmiştir. Her insanın aşka yorumu ve bakışı farklıdır. Biraz da aşkın gözünden insanlara bakalım mı? Sahiden aşk bizlerin kalıplaştırdığı gibi bir duygu olmanın ötesinde kontrolümüz dışında ete kemiğe bürünmüş kendi iradesine sahip bir varlık mıdır? Bunu sorgulayalım. Tıp terimlerini ve psikolojiyi bir yana bırakıp bizi bilinçsizleştirmekle suçlanan ön yargılara maruz kalan aşkın kendisine soralım; Gerçekten aşkı yaşayabildik mi?