Derginin 17. sayısında; kentin çeşitli bölgelerinde yaşanan güncel sorunlar yerel yönetim unsurları kültürel bellek ve kimlik mimarlık tarihi ve kent belleği korunması gerekli kültür varlıkları geleneksel kültür öğeleri peyzaj değerleri diplomasi tarihi gibi farklı alanlara odaklanan makaleler yer almaktadır.
İlk makale Saraçoğlu Mahallesi'ni bir kültür varlığı ve bellek mekânı olarak ele almakta ve konutları; literatür taramaları gözlemler ve hayatlarının bir döneminde bu mahallede bu konutlarda yaşamış ulaşılabilen kişilerin tanıklıkları bağlamında incelemektedir. Derginin ikinci makalesinde yerel yönetimlerin hizmet alanları içerisinde yer alan kültür merkezlerinin isimlendirme tercihleri üzerinden bir çözümleme yapılmaktadır.
Türkiye'nin en köklü mobilya merkezlerinden biri olan Siteler mobilya üretim bölgesini ele alan bir diğer makalede bölge için bir 'tasarım merkezi' önerisi getirilmekte; dördüncü makalede ise geleneksel kültür öğelerimizden olan kına gecesinin pek çok unsurunun gösteri ve eğlence yönünü öne çıkartacak şekilde nasıl değiştirildiği pek çok yönünün işlevsel olarak organizasyon firmaları aracılığıyla nasıl dönüştürüldüğünü Hamamönü ölçeğinde incelenmektedir.
Peyzaj odaklı şehirciliğin Ankara bağlamında tartışılmasını mümkün kılmak amacını taşıyan makalenin ardından yer alan çalışmada ise İngiltere'nin II. Dünya Savaşı süresince ve sonrasında İngiliz Kültür Heyeti aracılığıyla Ankara'da düzenlediği resim ve grafik mimari eğitim kurumları kitap sergileri şehircilik mobilya fotoğraf alanlarında sergilerle Türkiye ile ilişkilerini nasıl güçlendirdiği anlatılmaktadır.
Ulus bölgesindeki neoliberal kentsel yenileme sürecinin "makbul" kadın kurgusuna etkilerini tartışan; Haymana'daki Karahoca Köyü Camisi'nin 20. yüzyıl başlarında yapılmış olan bezemelerini inceleyen ve ve 1940-1980 arası arasında caz müziğinin Ankara'da nasıl başladığına ve geliştiğine dair tarihsel süreci inceleyen makalelerin ardından da görüş yazıları bölümünde yazarınının Türkçe'ye çevirerek literatüre kazandırdığı çalışma ile Sovyet edebiyatçı Lev Nikulin'in 1934 yılında Novy Mir adlı dergisinde yayımlanan Türkiye seyahatine ilişkin notları ilk defa gün yüzüne çıkmaktadır.