Bugün oyun kurucu maalesef yabancılardır ve İslam Dünyası oyun kurucular tarafından gerçekleştirilen her yeni gelişme icat ve icraat karşısında kendi kimliğini kültürünü neslini ve geleceğini koruma savaşı vermektedir. Ne var ki bu savaş oldukça pasif bir savaştır. Müslümanlar korkunç bir felaketle yok olmuş dünyada sahip olduğu birkaç balığını küçük bir akvaryumda yaşatmaya ya da tek çiçeğini avuç içi kadar toprakta yeşertmeye çalışan mağdur bilimkurgu kahramanı gibi steril ortamlarda dinlerini öğrenmeye ve yaşamaya çalışmaktadır. Bunun yanında ciddi bir çoğunluk mücadeleden vazgeçerek kendini akıntıya bırakmış görünmektedir. Ancak ne dış dünyadan uzak yalıtılmış suni hayat tasarımları ne de kendini akıntıya bırakmak çözüm olarak görünmektedir. Başka bir yol ya da yollar mutlaka vardır. Bu mütevazı çalışma derdi olan bir adamın çözüm bulma yolunda başta kendisi olmak üzere insanımıza kimliğini dünyada bulunma gayesini ve bu uğurda takip etmesi gereken "Önderini" hatırlatma çabasıdır. Karanlığı lanetlemek yerine yakılan küçücük bir mumdur.
"Doğ Ey Güneş" gençlerin aklına gelen tüm sorulara cevap vermek için kaleme alınmış bir çalışma değildir. Bir hatırlatmadır. Bir çağrıdır. Hep birlikte yeniden düşünmeye ve yeniden inanmaya davettir. Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi ve sellem] şahsında İslam Dini'nin gönderiliş amacını kavramaya yardımcı olacak zengin anekdotlarla oradan oraya savuran rüzgarlara rağmen büyük ufka işaret etme amacını taşımaktadır. 7'den 107'ye tüm gençler için kaleme alınmıştır. Tamamını dikkatle okuyan herkesin Hz. Peygamber'in [sallallahu aleyhi ve sellem] muhteşem örnekliğinden kendisine pek çok ipucu bulabileceğini umuyoruz.