Çocukluğunu öksüz ve yetim olarak yetimhanede geçiren Şerife on sekiz yaşına geldiğinde yurttan iki arkadaşıyla işe girerler ve Zeytinburnu'nda gecekondu mahallesinde ev tutarak yurttan ayrılırlar. Yirmi yaşına geldiğinde çalıştığı fabrikanın sahibinin oğluyla birbirine âşık olur ve evlenme kararı alırlar. Şerife kız isteme günü arkadaşı Oya'ya 'Bundan sonra çalışmak zorunda kalmayacağım ne de olsa zenginler. Evimin hanımı çocuğumun annesi olacağım. Onunla bol bol vakit geçireceğim. Ona benim giyemediğim yeni kıyafetler ayakkabılar alacağım. Rengârenk bayramlıklar oyuncaklar alacağım.' der ve orada büyük söz söyler. Evlendikten üç yıl sonra ağır bir imtihandan geçer ve sefalet içinde yaşar. Çalıştığı için çocuğuna ayıracak vakti yeni elbise almak için parası olmaz.
Kızı Elif'e çalıştığı evin ikiz kızlarının küçülen kıyafetlerini getirir.
Elif'in 'Anne benim hiç yeni elbisem olmayacak mı? Ben hep eski mi giyineceğim?' sözüyle geçmişte söylediği büyük sözler aklına gelir.