Resim ve heykel sanatında perspektif ve görme en önemli konulardan biridir. Leonardo da Vinci şüphesiz ki döneminin yegâne ressamlarından biriydi ve bilimsel kişiliğinin sanatında çok büyük etkileri bulunmaktaydı.
Leonardo başlangıçta gözün algıladığı şeyin dünyanın hakiki görüntüsü olduğuna inanmaktaydı. Optik alanındaki incelemelerini devam ettirdikçe bu kanısının doğru olmayacağını fark etmişti. Leonardo insan gözünün vücuttaki en önemli organ olduğunu düşünüyordu. "Camera obscura" Leonardo'nun birlikte çalıştığı en ilginç optik icatlardan biriydi. Bunlardan birini kullanan ilk kişi o değildi ancak bir "camera obscura"nın çalışma şekli ile insan gözünün işleyişi arasındaki benzerliği ilk fark eden kişiydi. Büyük sanatçı Leonardo da Vinci'nin "karanlık oda"da küçük bir deliğin dış dünyadaki yansımasını aksettirmesi gerçek fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıcı sayılmaktadır.
Rönesans öncesinden optik ve ışık çalışmalarıyla bugünkü sinema mantığının ana temellerinin ilk adımı aslında İbn el-Heysem ile atılmış olabilir ancak "Bana balık verme tutmayı öğret!" mantığını ele aldığımızda şüphesiz ki Leonardo da Vinci'nin "camera obscura"sı ve bunun ilerlemesindeki katkısı dünya sineması ve fotoğrafçılığı için paha biçilemez sayılabilir çünkü üç evrede sinema ve fotoğrafçılığı ele alırsak (keşfetme geliştirme üretme) Rönesans dönemi çalışmalarını keşfetme evresi olarak kabul edebiliriz.