"Devrildi Sewra
Devrildi göğün kızı
Devrildi özgürlüğümüzün ağacı!
Ama bir şey vardı ki
Bir şey vardı ki Sewra
Derinlerde kalmıştı kökümüz
Kutsallığın yediveren rahmindeydi ruhumuz
Ama sahipsiz
Ama boynu bükük
Ama yalnız?..."
Engin Aydınalp
Bakalım ikrarımız bizi hakikate götürecek mi? Bu hikâyede payımıza kuyular mağara ağaçlar ve derin vadilerde yankılanan sular düştü.
Bu çığlığımız geçmişten gelen seslerin ürpertisi.
"Derdim bana derman imiş" diyen mazlumların sesi değil mi ki; bu yüzden hakikate burhan oluşumuz...