BUDAPEŞTE 1900-2000 20. yüzyıl başlarken ülkede yükselmekte olan ulusalcı akım mimarlıktaki ilk yansımalarını Budapeşte'de üretti. Macarlar'ın Hint-Avrupa ailesinden olmayan bir dil konuşmaları ulusalcı ideolojiye kendi özgül çeşnisini katacaktı. Bu çeşninin varettiği morfoloji Macarlar'ın kendilerini nereye ait olarak düşünecekleri konusunda ne denli kararsız olduklarını da mükemmel olarak ortaya koyuyordu. Ülke ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyordu ve Macarlar bu bağlamda Avrupa'nın en sorunlu toplumu gibi gözüküyorlardı. Birinci Dünya Savaşı'nın yenilgiyle sonuçlanışı Macaristan'ın da bağımsız bir ülke olarak yeniden doğuşunu sağladı. Öte yandan da ulusalcı komplekslerin azalması Macarlar'ı daha rahat bir gönülle özellikle Almanca konuşan ülkelerde tırmanan avangart sanat ve mimarlık hareketlerine katılabilir kılacaktı. Dolayısıyla Macarlar sadece kendi özgül Modern çizgilerini oluşturmakla kalmadılar özellikle Almanya'daki Modernizm'e de kapsamlı katkı sağladılar. Marcel Breuer Moholy-Nagy Farkas Molnar Bauhaus'a öğrenim görmeye ve ders vermeye gittiler ve önemli öncü kişilikler oldular. Farkas Molnar hariç öncülerin çoğu ülkelerine dönmeyecek ve dünya sahnesinin yıldızları olacaklardı. Macaristan İkinci Dünya Savaşı'ndan en çok zarar gören ülkelerden biri oldu.