Rotterdam'ın mimari kaderi en büyük rakibi Amsterdam'dan farklı olmuştur. Rotterdam'da yoğun bir 16. 17. 18. yüzyıl konut dokusu hiçbir zaman rakibindeki genişlikte varolmadı. İkinci Dünya Savaşı'nda çok yoğun bir Nazi bombardımanı geçirmesi de mevcut tarihsel yapı stoğunu büyük oranda ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla bugün Rotterdam Hollanda'nın en az tarihsel kenti gibi gözükür. Mimari tercihler burada Amsterdam'ın aksine hep daha Modernist kimlikli olmuştur. Kent 1920 ve 30'larda ülkenin en güçlü Uluslararası Üslup odağıdır. En önemli Modernist ustalar burada çalışmış ve ürün vermişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ise mimari hareketlilik açısından Rotterdam daha da ağırlıklı hale gelecektir. Savaşın getirdiği yıkım hızlı onarılmak zorundadır. Bu nedenle ülkenin en kaydadeğer yeni mimarlık ürünleri hep bu kentte inşa edilecektir. Sonraları da kent hem uluslararası eğilimlere en yakından katılan hem de uluslararası sahnede mimari açıdan en çok temsil edilen Hollanda kenti olmayı sürdürmüştür. Hollanda Mimarlık Enstitüsü NAi'nin bu kentte üslenmiş oluşu kuşkusuz rastlantı değildir. Mecanoo UN Studio MVRDV gibi önemli yeni mimarlık grupları da en çok bu kentte ürün vermişlerdir. Kentin yeni tesis edilen bir mimarlık bienalinin bulunduğunu anımsatmakta da yarar vardır.