İbn-i Sina'ya göre insanın yaşam yolu 4 evreden oluşur. Doğumdan 30 yaşına kadar geçen süreyi gelişme evresi kabul eden İbn-i Sina 30 ile 40 yaş arasını duraklama devresi 40 ile 60 yaş arasını olgunluk ve 60 yaş sonrasını da ihtiyarlık olarak tanımlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yaşlılığı kronolojik olarak 65 yaş üstü yaşam evresi olarak ele alır.
Yaşlılık doğal süreçtir. Yaşlanma gelişim dizisinin bir parçasıdır. Zaman kavramına ilişkin değişiklikler yaşlanma sürecine atfedilmektedir. Yaşlılık ise insan gelişiminin son aşamasıdır ve post modern süreçte en çok tartışılan konulardan birisidir.
Yaşlı nüfusun yaşam kalitesinin artması ve bağımsız bir yaşam sürdürebilmesi için yaşlanma olgusunun multidisipliner bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir. Bu noktada yaşlılık döneminde karşılaşılan tüm sorunların bütüncül bir yaklaşımla araştırılmasına sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yaşlılara yönelik de bakım rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesine olan ihtiyaç artmıştır.
21. yy bilgelik çağına dönüşmelidir. Bilgiye erişim günümüz şartlarında oldukça kolaydır. Önemli olan bu bilgilerin analiz edilerek yorumlanması doğru yer ve zamanda kullanılmasıdır. Mesleki alanda bilgelik kendi alanında bilimsel bilgileri derinlemesine bilmenin yanı sıra beraber çalıştığı ekibin diğer üyelerinin çalışılan konuya kendi pencerelerinden nasıl baktıklarını analiz edebilmeyi ve bu bakış açısı ile olaya yeni bir pencere açarak bütüncül yaklaşabilmeyi başarabilmektir. Elinden gelenin yapılması yeni bakış açısında oldukça sığ kalmaktadır. Elinden geleni yapmak yerine konu için gerekeni yapmak önemli olmalıdır.
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Günümüzde fizyoterapistin değişen ve sürekli genişleyen rollerine paralel olarak değişimi iyi analiz ederek değişime ayak uydurabilmesi gerekir. Mesleğimizin öznesi insandır. İnsanlık tarihine baktığınızda değişen ve değişmeyen birçok konunun olduğunu görebilirsiniz. Tarih boyunca süregelen bu iki tezat durum üzerinde düşünülmeli ve farklı pencerelerden bakılarak analiz edilmelidir. Mesleğimizin öznesi insan ise mesleki alanda yetkin olmanın birinci koşulu insanı tanımaktan geçer. İnsan genetiği yaşadığı çevre tarihi geçmişi alışkanlıkları ile biyopsikososyal bir varlıktır. Bu noktada yaşlılık fizyolojik psikolojik ve sosyolojik boyutları ile değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Çok boyutlu olan ve kavramların iyi anlaşılmasına ihtiyaç duyulan bu konuda "her şeyden bir şey bir şeyden her şey" bakış açısı yol gösterici olacaktır. Mesleğimizde özelleşmek ile bir şeyin her şeyini bilmek kısmını yerine getirmekteyiz. Bununla birlikte belirli bir alan üzerine özelleşsek de bütüncül bakış açısını kaybetmemeliyiz. Yani her şeyden bir şey...
Fizyoterapistler olarak sağlığın korunmasında ve geliştirilmesinde aktif rol oynayan mesleklerin başında gelmekteyiz. Mesleğimizin genişleyen rolleri arasında Geriatrik Fizyoterapi ve Rehabilitasyon değişen demografide önemi artan bir özelleşme alanı olmuştur ve bu konuda bütüncül bakış açısı ile çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Bölüm yazarlarımız ile birlikte bu kitabı yazma amacımız
• Yaşlanan dünyada bizim kültürümüzde bilgelik olarak adlandırılan yaşlılık sürecine farklı disiplinlerin bilimsel pencerelerindeki bakış açısını göstermek
• Güncel konuları literatür eşliğinde alanında uzman bilim insanlarının deneyimleri ile sunmak
• Fizyoterapistlerin genişleyen rolleri arasında Geriatrik Fizyoterapi ve Rehabilitasyon alanının önemini vurgulamak ve
• Bu alanda çalışan ve çalışmayı planlayan tüm meslektaşlarımıza başvurabilecekleri bir kaynak oluşturmaktı.
Bu alanda çalışan ve çalışmayı planlayan tüm profesyonellere ve meslektaşlarımıza faydalı olması temennisi ile
Prof. Dr. Fatih Erbahçeci
Prof. Dr. Necmiye Ün Yıldırım