Yalanların ihanetlerin ve tüm ölümlerimin üzerini örtmeden de yaşanıyormuş. Ben küçük yaşımda hayatımdaki insanların en büyük ihanetlerinin görgü tanığıydım. Adalet önüne çıkarılsam benim gibi birinci derece görgü tanıklarını koruma altına alırlardı ama en sevdiklerim tarafından ölümle tehdit edilirdim. Sakın kimseye söyleme "SUS" yoksa ölürsün. Ben zaten ihanetlere her tanık olduğumda kurşuna dizilip öldürülmüyor muydum? Ha bir kez ölmüşüm ha her gün ne fark ederdi ki;
Bir şarkının dalgalarına bıraktım kendimi bugün nasıl olur sözcükleri sus yoksa ölürsün tehditleri beni pervasızca geçmişe savurup duruyor. Şu anki zamandan farkı olmayan farkı yok hiçbir şeyin duruyorum. Bir yerde batıyorum dipten dibe o küf kokan bataklık beni yavaş yavaş içine alıyor. Yardım isteyeceğim ama haber salınacak kimsem yok. Göbeğime kadar bataklığa batıyorum. Beni oradan çıkarmak bahanesiyle kurşunları ısıtıp üzerime dökün. Yüzüme bakan o sahte gözbebeklerinizi de çekip alın üzerimden boğulur gibi oluyorum.
Semra Yalçın
Fatma Asar Solak