"Hadi bakalım Ayşegül Hanım hayırlı olsun. Çok istiyordun boşanmayı al boşanıyorsun işte. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun peki? Bütün evleri bedava işyerlerini de kucak açmış kocaman maaşlarla seni mi bekliyor sanıyordun? Nafaka almak zorundasın çocuğunla beraber yaşamak istiyorsan. Deniz'in düzeni bozulmamalı."
Boşanma...
Bir yıkım ve trajedi mi?
Yoksa çocuk oyuncağı bir sıradan olay mı?
Bu ak-kara salıncağının ötesinde boşanma gerçekten nasıl yaşanıyor gündelik hayatta? Bir tarafta boşanıyor olmanın psikolojisini yeniden yeniden inşa etmenin bezdirici duygusal mesaisi; bir tarafta "yeni" bir hayata başlama itkisi. Bir tarafta evliliğin çıkıp gitmek bilmeyen yaşanmışlığı; bir tarafta onun "eskiliği" geride kalmışlığı...
"Ayşegül" hayvanat bahçesine gitti okullar bitirdi evlendi... şimdi de boşanıyor!