19. yüzyıldan itibaren modernleşme sürecine giren devletlerde eğitimin tanımı kapsamı niteliği değişmeye ve genişlemeye başlamıştır. Eğitim bu şekilde dönüşerek modernleşmenin ana taşıyıcı unsurlarından biri haline gelmiştir. Eğitimin kitleselleşmesi anlamında bu gelişmelerin Osmanlıdaki ilk etkileri 2. Mahmut döneminde görülmeye başlanmıştır. Tanzimat'la birlikte eğitime ayrıca önem verilmiş özellikle 2. Abdülhamit ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde çağdaş değerlerle donatılmış bir eğitim vermek kadar eğitimin iktidara sadık bir kitle yaratma işlevi de önemsenmiştir. Cumhuriyet de bu süreci miras almış eğitim politikalarını bu temel üzerine kurmuştur. Eğitimin kitleselleşmesi ve kurumsallaşması açısından Cumhuriyetin ilk yılları Türk tarihinde benzersiz bir yere sahiptir. Daha sonraki dönemlerde eğitim çok partili hayatın ihtiyaçları doğrultusunda pragmatik olarak belirlenmiştir. Tüm bu gelişmeler Türkiye'de eğitim alanında geniş bir yazını da beraberinde getirmiştir. Eğitimin tarihsel süreç içindeki gelişimi pek çok defa ele alınmakla birlikte bu defa konu; Tanzimat'tan günümüze kadarki süreç içerisinde kanunlar hükümet programları eğitim şuralarını da kapsayacak ve siyasi konjonktürü de ele alacak şekilde değerlendirilmiştir.