Yüzyıllardır insanlığın her şeyi ardında bırakmaya serüvene kapılmaya ya da özgürlüğe duyduğu özlemin ütopik mekânı olan keşfedilmemiş bir ada ayak basılmadık noktasının kalmadığı varsayılan bu modern dünyada neye tekabül eder?
Varlıklı bir mimar arabasıyla her günkü mutat güzergâhında ilerlerken kaza yapar ve otoban kenarındaki terk edilmiş bir araziye uçar. Mahsur kaldığı bu insan yapımı "ada"dan kurtulma macerası birdenbire çocukluğuyla mutsuz evliliğiyle sevgilisiyle ve bizzat kendisiyle bir hesaplaşmaya dönüşür.
J.G. Ballard çağdaş Robinson anlatısı Beton Ada'da büyüsünü yitiren köhne yerküredeki ıssız bir trafik adasının dışsal bir mekândan içsel bir mekâna dönüşürken kişinin kendini tanıması için sağladığı bitimsiz olanaklar üzerine düşünmeye davet ediyor okuru.