Kâmil Erdem öyküleri bir akarsu gibidir bir akarsuyun gereğini yapar öyle olması akması gerektiği için akar. Suyun uzunluğu derinliği içinde mi kıyısında mı neresinde durmak gerektiği kararını ise okur vermek durumundadır; bu sakin sessiz keyif çatılan bir dere kenarı da olabilir köpürtülü gürültülü ve tekinsiz bir çağlayan da.
Üçüncü öykü kitabı Yok Yolcu da böyle müphem öyküler barındırıyor; sonsuz bir sonsuzluktan derin düşüncelerden koca bir hayat boyu yaşananlardan çıkarımlardan süzülenlerden öyle kendince akanlardan ve dökülenlerden dileyen diled iği kadarını alıyor.
Bütün caddeleri sokakları evleri evlerinin içindeki insanları insanlarının arasındaki ilişkilerin yıkıldığı ve yeniden kurulduğu bozunuma uğradığı ve onarıldığı duvarlar ya da sular altında kaldığı Beyoğlu'na da incelikli bir ağıt yakıyor.