19. yüzyılın ilk yıllarında yeşeren ve değeri büyük bu şiirler açık bir şekilde aynı dili kullanmakta ve birbirleriyle konuşmaktadırlar. Dünyanın sonu imgesi her şiirde fazlasıyla hissedilmektedir; karanlık ve distopik bir yıkım içinde şehirlerin ve kötücül hislerin ortasında insan kendiyle başbaşa kalmıştır. İngiliz romantik akımının büyük isimleri bu temayı çok sevmiştir. İçinde geçmişin karanlığını barındırdığı kadar gelecek adına mübalağalı bir haykırışın da sesidir bu çalışmalar. Tam da romantiktir...
Bu şiirler ruhları itibariyle aynı kaotik gerilimden beslenmektedir: şehirlerin ve dünyanın yıkımının tutkulu anlatısı. Bu eserlerin ilham kaynağı Jean-Baptiste de Grainville'in "Son Adam" adlı apokaliptik distopya anlatısıdır denilebilir. Dolayısıyla bu şiirlerin birliktelikleri oldukça önemlidir çünkü birbirleriyle konuşmaktadırlar. Aynı meclislerde bulunan ya da iletişimlerine olanak sağlayan belli başlı dergiler aracılığıyla temas hâlinde olan bu romantik şairler bir yazın meydana getirmişlerdir: Son Adam yazını...
Endüstriyel şehrin ortaya çıkışına ve saldırgan bir şekilde doğayı ve insanı yıkıp geçmesine yeni yeni tanık olduğumuz bu dönem 1810'lar İngilteresi'dir. Dolayısıyla romantik ruhun bu ilerici ve bir yandan eleştirel isimleri kıyamet senaryolarıyla hem dinsel hem de doğacı bir tepki dile getirmektedirler. Son Adam imgesi bu yüzden fazlasıyla dinseldir ama bir o kadar dindışı ve insan merkezlidir. Okurken fazlasıyla hissedeceğiniz bu tutku dolu romantik idealizmi Fihrist Kitap olarak sizlere sunabilmenin mutluluğu içerisindeyiz.
Ömer Alkan