"Araf artık benim yeni oyun alanım. İçindeki her bir kişi ise kuklam... Kırmaktan çekinmeyeceğim önemsiz tahta parçaları..."
Cehennemin kapısı aralandığında birçok şeyin de sonu oldu...
Kayıplar verildi.
Vedalar edildi.
Cennet ve cehennemde tüm taşlar yer değiştirdi.
Mara Araf'a düşerken Alastor'a hem cehennem krallığını hem de ölümsüzlüğü hediye etmiş bu hediye bir araya gelmelerini imkânsız hâle getirmişti; ta ki orada Alastor'ı karşısında bulana kadar...
Ancak karşılaştığı şeytan geride bıraktığıyla aynı değildi.
Her şey başa döndü. Dost ve düşman safları bir bir yer değiştirmeye başladığında sırlarla dolu yeni yollar çizildi.
Ve Alastor o sırların merkezindeydi.
Peki Mara sırları çözebilecek miydi?
Yoksa sırların arasında o da şeytanlığına kapılıp gidecek miydi?
"Şeytanlar yalan söylerdi değil mi?
Peki melekler ne kadar dürüsttü?"