Kazasız belasız fakat benim için pek yorucu olan bir deniz yolculuğundan sonra nihayet limana geldik. Sandal karaya yanaşır yanaşmaz ufak tefek eşyamı bizzat yüklendim ve kaynaşan halkı yararak önünde bir tabela asılı duran ve karşıma ilk çıkan mütevazı bir binaya girdim. Bir oda istedim. Otelin hizmetçisi beni bir bakışla süzdü ve tavan arasına götürdü. Taze su getirttim ve Bay Thomas John'u bulabileceğim yeri güzelce tarif ettirdim: "Şimal kapısının önünde soldaki ilk köşk; büyük yeni bir bina kırmızı ve beyaz mermerden birçok sütunları var!"